Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA
busra.kara@icloud.com
OTİZM
18/04/2021
DSM’ye göre otizm;
sınırlı, tekrarlı ve stereotipik davranışlar, ilgiler ve etkinliklerle birlikte
sosyal etkileşim ve iletişim alanlarında görülen kalıcı bir nöro-gelişimsel
bozukluk olarak tanımlanmaktadır. OSB’si olan bireyler, sözel ve sözel olmayan
iletişim becerilerinde (göz kontağı kurmada, ifade edici dil becerilerini yaşına
uygun kullanmada, sohbet başlatma ve sürdürmede ve jest ve mimik kullanımında),
sosyal bağlamlardaki ilişkilerde (sosyal etkileşim başlatma ve sürdürme,
duyguları anlama ve paylaşma) ve tekrarlı motor hareketler ve duyusal
farklılıklar gibi alanlarda sınırlıklar gösterebilmektedirler. Otizm spektrum bozukluğu
belirtilerinin kümelendiği alanların sayısı üçten ikiye indirilmiştir. “Sınırlı
ve yineleyici ilgi, davranış ve etkinlikler” alanı varlığını korurken,
toplumsal etkileşim ve dil alanları “sosyal etkileşim/iletişim eksiklikleri”
adı altında birleştirilmiştir. Otizm spektrum bozukluğu tanısı için “sosyal
etkileşim/iletişim eksiklikleri” alanındaki üç ölçütten üçünün; “sınırlı ve
yineleyici ilgi, davranış ve etkinlikler” alanındaki dört ölçütten en az
ikisinin karşılanması gerekmektedir. OSB’li çocuklar sık sık törensel
davranışlar ve stereotipik hareketler sergilemektedirler. Aynılık isteği ve
rutinlere bağlılık sıklıkla gözlenmektedir. Ortamdaki küçük değişiklikler
(etkinlikler, kişiler ya da düzenlemeler) onlar için problem olabilmekte, belli
objelere ısrarlı ve aşırı bağlılık gösterebilmektedirler. Ayrıca tüm vücuduyla
sallanma, ellerini çırpma ya da parmaklarını hareket ettirme gibi tekrarlı
davranışlar sergileyebilmekte ve duyusal uyaranlara karşı aşırı ya da yetersiz
tepki verme ve duyusal uyaranlarla olağandışı biçimlerde ilgilenme gibi
özellikler gösterebilmektedirler. Sosyal gelişimde gerilik OSB’li çocukların
çok belirgin bir özelliğidir. Küçük yaştaki OSB’li çocuklar; zayıf göz kontağı,
kişilere bağlanmada problemler ve aşırı ilgisizlik gibi özellikler
sergilemektedirler. Bunlara ek olarak seyrek olarak iletişim başlatma
girişimleri ve başkalarının duygularına tepkisiz kalma gibi özellikler de
göstermektedirler. İletişimde yaşanan problemler OSB’li çocukların
problemlerinin merkezini oluşturmaktadır. İletişimdeki gerilik OSB’li
çocukların hem alıcı dil hem de ifade edici dil becerilerinde görülmekte ve
erken yaşlarda başlayıp, yaşamları boyunca da devam edebilmektedir. İfade edici
dil becerilerindeki gerilik; konuşmanın yokluğu, gecikmiş konuşma, ekolali
(tekrarlı konuşma), zamirleri karıştırma, dilin işlevsel kullanımının eksikliği
ve sınırlı sözel olmayan iletişim olarak ortaya çıkabilmektedir. Sosyal beceriler: OSB’li
çocukların sosyal becerilerde yaşadıkları güçlükleri gösteren çok sayıda
çalışma bulunmaktadır. Bu güçlükler; gelişim düzeylerine uygun akran etkileşimi
başlatmakta güçlük, normal dışı konuşma sesine sahip olma, göz kontağının zayıf
olması, çoklu sözel olmayan davranışlar sergilemede güçlük (göz göze bakma, yüz
ifadeleri, vücut duruşu, sosyal mimikler) ve duygularını, isteklerini ve
başarılarını diğer bireylerle paylaşma konusunda isteksizliktir. Otizm spektrum
bozukluğu olan (OSB) bireyler aynı zamanda doğal bağlamda oluşan sosyal
olaylarla tipik gelişen bireylere kıyasla daha az ilgilenirler. Bir diğer
özellik de sosyal etkileşimlerin sayısının, süresinin ve kalitesinin bireyin
yaşına, otizminin derecesine ve ortama göre farklılaşıyor olmasıdır. OSB’li
çocuklar oyun becerilerinde yaratıcılık ve hayal gücünden uzak bir davranış
sergilemektedirler. Oyuncaklarla amacına uygun olmayan şekilde oynama,
çocukların oyunlarına dahil olmada güçlük, istedikleri şekilde oynamaya ısrar
etme gibi özellikler göstermektedirler. İletişim becerileri:
Sözel ve sözel olmayan iletişim becerilerinin her ikisinde de sınırlılık OSB’li
bireylerin en belirgin özelliğidir. İletişim alanında; konuşmada gecikme, anlık
ya da gecikmiş tekrarlı konuşma (ekolali), ortak ilgi oluşturma, yüz ifadeleri
ve mimikleri kullanmada güçlük, mekanik ve düz bir sesle konuşma, konuşmaları
ilk anlamları ile anlama, deyimler ve atasözlerini kullanmada güçlük, zamirleri
uygun yerlerinde kullanamama, başkalarının düşüncelerini anlayamama gibi
güçlükler yaşamaktadırlar. Konuşmayı öğrenseler dahi dilin anlam boyutunda ve
sosyal amaçlı olarak kullanılmasında sınırlılıklar sergilemektedirler.
Karşısındaki kişiyle konuşmak yerine, karşısındakine anlatmayı tercih ederler.
Konuşmayı başlatma, sürdürme ve bitirmede 14 zorluk yaşarlar. Bağlam dışında
konuşma, soru sorma ve sorulara cevap vermede güçlük gibi sınırlılıklar yaşamaktadırlar. Bilişsel beceriler:
OSB’li çocukların bilişsel becerileri otizmin derecesine göre farklılıklar
göstermektedir. Birçok araştırma OSB’li bireylerin sembolik oyun oynama,
karşısındakinin yüz ifadesini, duygularını ve bakış açısını anlama gibi
bilişsel becerileri öğrenmede güçlük yaşadıklarını göstermektedir. Bu nedenle
bilişsel becerilerin öğretimine yönelik programlar becerinin kendisinden daha
çok strateji öğretimi ve problem çözme üzerine odaklanmaktadır. OSB’li
çocukların bilişsel özelliklerine yönelik pek çok çalışma bulunsa da bu
becerilerin OSB’li çocuklara öğretimi oldukça zordur. Sözel performans
gerektiren bilişsel becerilerden çok görsel performans gerektiren bilişsel
becerileri daha kolaylıkla yerine getirebilmektedirler. Duyusal ve motor
beceriler: OSB’li bireylerde kendine has duyusal bazı özellikler görülmektedir.
Bu özellikler; bir nesne ya da olaydan aşırı derecede etkilenme (pencereden
içeri giren ışığı izleme), aşırı hassasiyet gösterme (yüksek seste kulaklarını
kapatma), duyusal uyaranlara aşırı tepki verme ya da hiç tepkide bulunmama, bir
nesnenin bir yönüyle sürekli olarak ilgilenme ve duyusal-algısal bozulmalar
sergilemektir. Motor becerilerde sınırlılıklar OSB’li bazı bireylerde görülen
bir özelliktir. Motor becerilerde yaşanan problemler istemli ve istemli olmayan
hareketlerde görülmektedir. İstemli hareketler planlama, koordinasyon ve amaç
odaklı hareketleri içermektedir. OSB’li bir bireyin bir hareketi istemli ya da
istemsiz yaptığını anlamak zor olduğundan, her iki alanda yaşanan problemlerin
değerlendirmeye alınması gerekmektedir. KAYNAKÇA American Psychiatric Association (2013).
Diagnostic and statistical manual of mental disorders (Fifth Edition).
Arlington, VA, American Psychiatric Association. Baranek, G. T. (2002). Efficacy of sensory
and motor interventions for children with autism. Journal of Autism and
Developmental Disorders, 32, 397–422. Kasari, C., ve Sigman, M. (1997). Linking
parental perceptions to interactions in young children with autism. Journal of
Autism and Developmental Disorder, 27, 39-57. Rutter, M., ve Schopler, E (1987). Autism
and pervasive developmental disorders: Concepts and diagnostic issues. Journal
of Autism and Developmental Disarders, 17, 159-186. Schopler, E., ve Mesibov, G. B. (1986).
Introduction to social behavior in autism. In E. Schopler ve G. B. Mesibov (
Eds.), Social behavor in autism (pp. 1-11) New York: Plenum Uzman Klinik
Psikolog Hatice Büşra KARA busra.kara@icloud.com |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
OKULA GİTMEK İSTEMEYEN ÇOCUKLARI OKULA HAZIRLAMA - 09/09/2022 |
Çocuklara okulu evde sevdirmeye başlamak gerekmektedir. Okuldan bahsetmeyi doğru zamanda, doğru koşullarda, çocuğunuz sıkıldığında veya evin yetersiz olduğu zamanlarda yapın ki çocuğunuz okula heveslenebilsin. |
OYUN TERAPİSİ NEDİR? - 03/08/2022 |
Yetişkinler iletişimlerini çoğunlukla sözcüklerle gerçekleştirebilir, çocuklarınsa doğal iletişim aracı oyun ve oyuncaklardır. |
GASLIGHTING (PSİKOLOJİK MANİPÜLASYON) NEDİR? - 24/05/2022 |
Gaslighting, bir psikolojik manipülasyon ve taciz yöntemidir. Bireyi kendi hafıza, algı ve akıl sağlığını sorgulayıp irdelemeye iten bir çeşit kötü yönlendirmedir. |
OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ ÇOCUKLARA CİNSEL EĞİTİM - 25/04/2022 |
Çocukların kendi fiziksel özellikleri hakkında bilgi vermek, karşı cinsten hangi açılardan farklı olduğunu aktarmak, iyi ve kötü dokunuşları ayırt edebilmesini öğretmek gerekir. |
SUÇLULUK DUYGUSU - 07/04/2022 |
Eğer ortada bir hata varsa, suç işlendiyse veya haksızlık yapıldıysa o zaman yaşanan suçluluk duygusu çok insani ve olması gereken bir duygudur. Suçluluk duygusu olaya bağlı olarak yeri ve zamanında yaşandığında zararlı bir duygu olmamaktadır. |
İNSANLARIN BİRBİRİNE BENZEYEN VE İSTENMEYEN KİŞİLERİ DÖNGÜ OLARAK HAYATINA ÇEKMESİNİN NEDENLERİ - 18/02/2022 |
İlişkilerde her zaman bir denge olmalı, bazen biri idare ederken bazen de diğeri idare etmelidir. Bir ilişkide sürekli aynı kişi alttan alıyorsa veya idare ediyorsa orada bir sorun var demektir. |
İLİŞKİDE DEĞERSİZ HİSSETMEYE NEDEN OLAN DAVRANIŞLAR - 11/02/2022 |
Değersizlik duygusunu her insan hissedebilmektedir. Bunun cinsiyet, yaş, sosyoekonomik durum vs. gibi etkenleri bulunmamaktadır. |
OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ ÇOCUKLARDA UYUM VE DAVRANIŞ PROBLEMLERİ - 07/11/2021 |
Bu sebeple ailelerin çocuklarına iyi bir rol model olmaları gerekmektedir ve çocuğun eğitim hayatı boyunca öğretmenleri ile iş birliği içerisinde çocuğun olumlu davranışları desteklenmelidir. |
DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU (DEHB) - 18/10/2021 |
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), nörogelişimsel bir bozukluk olarak tanımlanmaktadır. Çocuklukta yaygın bir şekilde görülen önemli oranda bilişsel, ailevi, sosyal ve davranışsal zayıflığa ilişkin kalıtsal bir bozukluktur. |
Devamı |