Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA
busra.kara@icloud.com
OKULA GİTMEK İSTEMEYEN ÇOCUKLARI OKULA HAZIRLAMA
09/09/2022
Çocuklara okulu evde sevdirmeye başlamak gerekmektedir. Evin içerisinde çocuğunuz sıkıldığı zamanlarda, oyuncaklarından bıktığı zamanlarda ya da arkadaşlarıyla görüştüğü zamanlarda okuldan bahsedin. Okulun ne kadar keyifli bir yer olduğundan, orada arkadaşlarıyla vakit geçirebileceğinden ve farklı farklı oyunlar oynayabileceğinden bahsedin ama asla sürekli olarak okuldan bahsetmeyin. Okuldan bahsetmeyi doğru zamanda, doğru koşullarda, çocuğunuz sıkıldığında veya evin yetersiz olduğu zamanlarda yapın ki çocuğunuz okula heveslenebilsin. Çocuğunuzu asla okulla korkutmayın. Okul, onun ömür boyu gidebileceği, oradan sürekli olarak deneyim ve bilgi edinebileceği bir alandır. Eğer okulla korkutursanız, çocuğunuzun öğrenmeye, bilgi edinmeye ve okula gitmeye karşı büyük bir korkusu oluşacaktır ve bu daha size başlangıçta "Gitmek istemiyorum" diye isyanlarla geri dönse de ileride çocuğun öğrenmeyle ilgili ciddi sorunlar yaşadığını gözlemleyebilirsiniz. Bu nedenle, okulla korkutmak yerine her zaman öğrenmeyi, merak etmeyi ve okulda arkadaşlarla zaman geçirmeyi heveslendirin. Çocuğunuz "Okula gitmek istemiyorum ben" dediğinde, onunla inatlaşmayın çünkü, çocuğunuz okula karşı bir kaygı veya korku hissettiği zamanlarda mutlaka bunu her boşlukta dile getirecektir. Örneğin; yatmadan önce, oyun sırasında ya da yemek yerken. Bu gibi durumlarda, çocuğunuzu ikna etmeye ya da "Hayır gideceksin" deyip onunla inatlaşmaya başladığınızda; aslında farkında olmadan oradaki korkuyu tetiklemeye başlıyorsunuz. Bu nedenle, inatlaşmak yerine sadece o isyanı duyun, tepkisiz kalın ve hayatınıza kaldığınız yerden devam edin. Çocuğunuzun okuldan korkusunu normalleştirin. Onun için yepyeni bir süreç başlıyor. Çocuğunuz bilmediği bir alana gidiyor, belki de hayatında ilk defa bu kadar kalabalık bir ortamda kendini yalnız hissediyor. Bu nedenle, çocuğunuzu okula güvenle alıştırabilmeniz ve bu korkusunu adım adım azaltabilmeniz için mutlaka oryantasyon yapmalısınız. Oryantasyondan kastettiğimiz, adım adım ve basamaklandırarak çocuğunuzu okula alıştırmaktır. Bunu okulla iş birliği içerisinden yapmak gerekir. Örneğin; okula başlayacağı ilk hafta birer saat olarak planlayın okula gitmeyi daha sonraki haftalarda iki saat ardından üç saat, dört saat derken adım adım okula gidiş saatlerini arttırın. Bu basamaklandırmayla çocuğunuz hem okula gidiş gelişi normalleştirecek hem de kendisini sakinleştirmeyi, okulun aslında güzel bir yer olduğunu, eğlenceli bir yer olduğunu fark edecektir ve böylelikle de sağlıklı bir başlangıç yapabilirsiniz. Okul günü geldiğinde çocuğunuz "Ben okula gitmek istemiyorum" diyerek ağlamaya başladı. Bu yaşandığında sakin kalmalı, çocuğunuzla inatlaşmadan ve ikna etmeye çalışmadan, çocuğunuzu mutlu bir şekilde sanki hiç ağlamıyormuşçasına sakin bir şekilde "Okul zamanı" deyip toparlayarak; okula doğru yol almalısınız yani çocuğunuzu okula mutlu bir şekilde bırakmalısınız. Çocuğunuzu okuldan alma zamanı geldiğinde ise; hevesle ve heyecanla sanki sabah ki o durum yaşanmamış gibi mutlu geri alın ki çocuğunuz okulu normalleştirebilsin. Bunu ancak sizin oradaki duygu durumunuzla, davranışlarınızla ve tutumlarınızla gerçekleştirir. Bazı çocuklar için okul, anne ve babadan kopuştur yani temelde yatan neden ayrılık kaygısıdır. Bazı çocukların anneyle iç içedir ilişkisi, bazı çocukların babayladır. İlk defa ayrışma gerçekleşir. Çocuk okula gitmek istemiyor çünkü o güvenli ortamdan uzaklaşmış oluyor ve sanki okul onun için güvensiz bir ortammış gibi. Bu ciddi bir kriz değildir. Çocuğun ilk birkaç günde tepki vermesi doğaldır. Okula gitmek istemeyen çocukların velileri de aynı şekilde kaygı yaşarlar. Veliler nasıl baş edebileceklerini bilmedikleri için bu kaygıyı yaşayabilirler. Kaygılı anne ve babayı gören çocuk daha da kaygılanıyor ve daha çok okuldan soğuma oluyor. Çocuklar Neden Ayrılma Kaygısı Yaşarlar? Çocuğun gittiği ortam yabancıdır, tanımadığı bir ortamdır ve tehlikeli olabilir. Bu da kendisini güvende hissetmediği anlamına gelebilir ve çocuk tepki verir. Okula gitmek istememe her yaş grubunda görülebilir. Ebeveyn tutumu çocukları çok fazla etkilemektedir. Kaygılı ebeveynlerin çocukları da aynı şekilde kaygılı olabilirler yani bu riski arttırıyor. Çocuk sonrasında orada kendini güvende hissetmesi ve "ben bir şeyleri yaparım, hallederim" hissi gibi şeylerde sıkıntı yaşama oranına artmaktadır. Aynı zamanda, evde sıkıntı, eşler arasında bir problem, aile arasında yaşanılan çatışmalar ve eşler arasında kopukluklar varsa ya da çocuk geniş bir ailedeyse ve o ailede çatışmalar varsa; çocuktaki kaygı oranı daha çok yükselir. Bunun sebebi; çok sevdiği annesinin ya da babasının o yanında olmadığında başına bir şey gelebilir izlenimi oluşur. Çocuk okula gidecek fakat aklı evde kalıyor. Anne ve babanın çok mükemmeliyetçi olması yani beklentilerinin çocuklarından çok yüksek olması da kayı sebeplerinden biridir. Örneğin; çocuk sınavdan 70 alır, "Neden 90 almadın?" veya 90 alır, "Neden 100 almadın" gibi sanki yarıştaymış gibi cevaplar vererek ilerletmeleri, çocuğun üstünde çok büyük bir yük demektir. Bunu kesinlikle yapmamak gerekmektedir. Çocuk bir istismara maruz kaldıysa, eğer orada bir kaza geçirildiyse, bir ölümle karşılaşıldıysa ve sevdiklerinden birini kaybettiyse, bir ameliyat geçirmesi gerekti ve uzun süre okuldan uzak kaldıysa okuldan soğuyabilmektedir. O sırada okulda birçok konu işleniyor ve arkadaşlar daha çok yakınlaşıyor ama o sanki o çemberin dışında kalmış gibi hissediyor. Öğretmenle yaşanılan sorunlar varsa ya da öğretmen çok sertse ama siz çocuğunuzu daha sakin bir ortamda yetiştirdiyseniz, arkadaşları arasında karan zorbalığına maruz kalıyorsa veya o dönemde boşanma gerçekleşiyorsa ve bu süreç sağlıklı bir şekilde ilerlemiyorsa çocukta okul fobisi oluşabilmektedir. Öğrenme ve konuşma bozuklukları da çocuklarında okul fobisi yaşamalarına ve okula gitmek istememelerine bir etken olabilmektedir. Bunun sebebi; arkadaşlar arasında dalga geçilmeler olabilmektedir. Bu durumlarda ebeveynler olarak çocuklarınızı desteklemeniz gerekmektedir. Okul Fobisi Olan Çocukların Ortak Özellikler Nelerdir? Çocuğunuz zaten okula gitmek istemediği için devamsızlık sorunu nedeniyle okuldan şikayetler gelmeye başlamakta ve bu aile içerisinde ciddi bir sorun haline gelmektedir. Fiziksel semptomları daha çok gösterirler. Anne ve babaya okula gitmek istemediğine dair konuşmalar yapılmasının yanında ağız kuruluğu başlar, sürekli idrara çıkar, karnı ağrır, başı ağrır ve kolunun iyi hissetmediği yazı yazamayacağı gibi birçok belirti ile karşınıza çıkabilmektedir. Okul zamanı okula gitmesi gereken çocuğun, evde ebeveyninin gözetiminde, onun haberi varken evde kalmak istemesidir. Uyku düzensizliği, iştahsızlık, huzursuzluk, sinirlilik, utangaçlık ve belli şeylerden daha fazla korktuğunu dile getirmesi gibi belirtilerle karşınıza çıkabilmektedir. Aileler Bu Konuda Neler Yapabilir veya Nasıl Destek Olabilir? Anne, baba ve öğretmen mutlaka iş birliği ve iletişim halinde olmalıdır. Çocuğunuza okulda veya evde bir tepki vermek yerine daha ılımlı ve anlayışlı olmanız gerekir. Çocuğunuz okula gitmeyip evde kalmak için tutturduğunda, ev onun için cazip bir ortam haline gelmemelidir. Okulda geçirdiği zamandansa evde geçirdiği zamandan çok keyif alıyorsa, evde daha keyifli aktiviteler yapıyorsa çocuk okula gitmek istemeyecektir. Çocuğun uyum sağlayabilmesi için ilk zaman ailesiyle yani anne ya da babasıyla okula gidip 1 saat zaman geçirebilir. Teneffüste ailesi bir kenarda beklerken arkadaşlarıyla zaman geçirebilir. O sırada oyun oynaması, aktivitelere katılması ve sınıfa geçirilebilir. Bunların sonrasında anne veya baba biraz uzakta beklerken ve sonrasında beklemezken sadece çıkışta alacak şekilde aşamalandırarak bunu yenebilirsiniz. Bu aşamalı geçişler mutlaka sınıf öğretmeni ve anne-baba arasında iletişim olduğu bir süreçte işlemelidir. Çocuğun okula gitmediği zamanlarda onu cezalandırmak, onu aşağılamak, ona kızmak veya bağırmak ve psikolojik veya fiziksel şiddet uygulamak gibi şeyler yapılmamalıdır. Bunların aksine, okula karşı teşvik edilmelidir. Unutulmamalıdır ki, kaygı bulaşıcıdır. Ebeveynler veya öğretmenler ne kadar kaygılanırsa, çocukta bunu anlayacak ve ona göre kaygı oranı artacaktır. Sizin sesinizden, bedeninizden veya vücut duruşunuzdan bile çocuk bu mesajları toplayabilir. Bu sebeple, anne-baba ve öğretmenler olarak mümkün olduğunca sakin, anlayışlı ve empatik olmak gerekmektedir. Ayrıca tüm aile bireylerinin hem fikir olması gerekir ki çocuğun okula gitmesi konusunda bir taraf başka bir uygulama yaparken, bir taraf başka bir uygulama yapmamalıdır. Böyle bir durum yaşanması sorunu iyice yaşanmaz bir hale getirebilmektedir. Eğer tüm bunları yaptınız ama ilerleme kaydedemediniz o zaman mutlaka bir uzmandan destek almanızı öneririm. Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA ACAR busra.kara@icloud.com |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
OYUN TERAPİSİ NEDİR? - 03/08/2022 |
Yetişkinler iletişimlerini çoğunlukla sözcüklerle gerçekleştirebilir, çocuklarınsa doğal iletişim aracı oyun ve oyuncaklardır. |
GASLIGHTING (PSİKOLOJİK MANİPÜLASYON) NEDİR? - 24/05/2022 |
Gaslighting, bir psikolojik manipülasyon ve taciz yöntemidir. Bireyi kendi hafıza, algı ve akıl sağlığını sorgulayıp irdelemeye iten bir çeşit kötü yönlendirmedir. |
OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ ÇOCUKLARA CİNSEL EĞİTİM - 25/04/2022 |
Çocukların kendi fiziksel özellikleri hakkında bilgi vermek, karşı cinsten hangi açılardan farklı olduğunu aktarmak, iyi ve kötü dokunuşları ayırt edebilmesini öğretmek gerekir. |
SUÇLULUK DUYGUSU - 07/04/2022 |
Eğer ortada bir hata varsa, suç işlendiyse veya haksızlık yapıldıysa o zaman yaşanan suçluluk duygusu çok insani ve olması gereken bir duygudur. Suçluluk duygusu olaya bağlı olarak yeri ve zamanında yaşandığında zararlı bir duygu olmamaktadır. |
İNSANLARIN BİRBİRİNE BENZEYEN VE İSTENMEYEN KİŞİLERİ DÖNGÜ OLARAK HAYATINA ÇEKMESİNİN NEDENLERİ - 18/02/2022 |
İlişkilerde her zaman bir denge olmalı, bazen biri idare ederken bazen de diğeri idare etmelidir. Bir ilişkide sürekli aynı kişi alttan alıyorsa veya idare ediyorsa orada bir sorun var demektir. |
İLİŞKİDE DEĞERSİZ HİSSETMEYE NEDEN OLAN DAVRANIŞLAR - 11/02/2022 |
Değersizlik duygusunu her insan hissedebilmektedir. Bunun cinsiyet, yaş, sosyoekonomik durum vs. gibi etkenleri bulunmamaktadır. |
OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ ÇOCUKLARDA UYUM VE DAVRANIŞ PROBLEMLERİ - 07/11/2021 |
Bu sebeple ailelerin çocuklarına iyi bir rol model olmaları gerekmektedir ve çocuğun eğitim hayatı boyunca öğretmenleri ile iş birliği içerisinde çocuğun olumlu davranışları desteklenmelidir. |
DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU (DEHB) - 18/10/2021 |
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), nörogelişimsel bir bozukluk olarak tanımlanmaktadır. Çocuklukta yaygın bir şekilde görülen önemli oranda bilişsel, ailevi, sosyal ve davranışsal zayıflığa ilişkin kalıtsal bir bozukluktur. |
KARANTİNA SÜRECİ DÜŞÜNCELER - 11/08/2021 |
Korona testimin pozitif çıkmasından sonra geçirdiğim ve hala geçirmekte olduğum karantina sürecinde aklımdan geçirdiğim birtakım düşünceleri sizlere de aktarmak istedim. |
Devamı |