Yaşam Koçu,İlişki Koçu Öğrenci Koçu 0544-7243650
danisman724@hotmail.com
Stres Nedir? Stresle Nasıl Başa Çıkılır?
14/04/2011 Stres Organizmanın ruhsal ve bedensel sınırlarının tehdit edilmesiyle ortaya çıkan gerginlik durumudur. Kişi tehlike ile karşı karşıya gelince organizma bu tehlikeye karşı kendini korumaya çalışır. Kişinin organizması bu tehlikeyle savaşabileceği türdense organizma tehlikeyle savaşır, eğer savaşamayacağı türdense organizma ondan kaçar. Organizma dışarıdan bir tehditle karşılaştığı zaman yani stres karşısında insan vücudunda hem bedensel hem psikolojik düzeyde bir dizi olaylar meydana gelir. Örneğin gözbebekleri büyür, kas gerilimi artar, kalp atışı sayısı artar, kan basıncı yükselir, solunum sayısı artar, endişe vb gibi. Stres hayatımızın bir gerçeği olabilmekle birlikte insanlarımızın stresi genellikle olumsuz bir şey olarak düşünürler. Stresin olumsuz yanları olduğu gibi olumlu yanları da vardır. Örneğin olumlu yanından bahsedersek belirli dozda stres etkili bir işleyiş için gereklidir. Mesela fiziksel ve ruhsal gelişmeye, olgunlaşmaya, büyümeye yol açar. Stresin olumsuz yanı ise yani aşırı stres ise kişinin iş göremeyecek bir duruma getirir ve kişide ciddi sorular yaratır. Önemli olan kişinin stresi oluşturan olay ya da ortamı nasıl algıladığı ve onunla nasıl başa çıktığına bağlıdır. Bireyin strese açık olmasında yatan iki sebep vardır. Birincisi : Kişinin stresle karşılaşılmasının sıklığı ve karşılaşılan stresin süre ve anlam bakımından niteliğidir. İkincisi ise: Kişinin stresle başa çıkabilmedeki kişilik donanımıdır. Stres Kaynakları Hayatımızdaki değişme ve gelişmelerle birlikte yaşamımızda da çeşitli değişiklikler olmakla ve bu değişiklikler bireyler üzerinde değişik derecelerde strese yol açmaktadır. Eşinin ölümü, boşanma, ayrı yaşama, bir yakının ölümü, evlenme, işe girme veya işten atılma, hamilelik, cinsel güçlükler, ekonomik sorunlar, çocukların evi terk etmesi, okula başlama, amirle münakaşa etme, taşınma, tatil, yaşamda gerçekçi amaçların seçilememesi, birbiriyle çelişen amaçların seçilmesi, amaca ulaşmak için bireyin kendini aşırı zorlaması, hoşgörülü olamama, ‘’hayır’’ demesini bilememe, günü işle doldurma, işte bir öncelik sırası oluşturamama çeşitli derecede strese neden olmaktadır. Ayrıca risk almayı öğrenmemiş olma, az şeyle yetinmeme, içten geldiği gibi davranamama, mevki edinme hırsı ve kendine zaman ayıramama stres için kaynak oluşturabilmektedir( Norfolk, 1989) . Bu stres kaynaklarına bakıldığında, bireyin stres uyarıcısı karşısında yaşadığı sadece olumsuz duygular değildir. Örneğin, mutlu bir evlilik olayı karşısında da birey stres yaşayabilir. Bazı üzücü olaylar karşısında yoğun stres yaşayan kişilerin zorluklar yaşadığı bilinir. Selye (1974) ‘ ye göre, aynı stres uyarıcısı bireyde olumlu duygular uyandırırken, bir başkasında olumsuz duygular uyandırabilmektedir. Olumsuz duygular uyandıran strese ‘’tahrip edici stres’’ denir (Akt: Ersever, 1985) . Dystresin kaynakları dışsal, fiziksel, çevresel, içsel fiziksel, olumsuz benlik kavramı ve sosyokültürel kaynaklar olarak dört kategoride toplanabilir (Ersever, 1985). Streslerin biriken ve yoğunlaşan etkileri sonucu davranış düzeyine yansıyan bazı etkileri şunlar olabilir: • Kişinin kendini güvensiz, terk edilmişlik hissetmesi • Ölüm ve intihar fikirlerinin sık sık tekrarlanması • Uyku bozukluğu • Sigara içmek, alkol kullanmak • Normalden daha titiz çalışmak • Gerçek problem karşısında ilgisiz kalma ya da önemli konularda aşırı endişelenme • Kendisi için garanti olanı seçmek ( kendini güvence altına almak) • Sağlığa aşırı ilgi • Kişinin alışılmış davranışlarında değişiklik • Sigara ve içki içme eğiliminin artması • Aşırı hayla kurmak • Sürekli hayatındaki başarısızlıkları düşünmesi • Cinsel ve duygusal hayatındaki düşüncesiz davranışlar • İçe kapanma, pasifleşme, sorunlarla yüzleşmekten korkma Stres Karşısında Vücudumuz Şu türlü Sistem İçindedir 1) Alarm Dönemi( reaksiyon): Bu dönem organizmanın dış uyaranı stres olarak algıladığı durumdur. Organizma mücadele ederek ya da kaçarak stresten korunmaya çalışır. 2) Direnç Dönemi: Organizma yüz yüze olduğu stres verici duruma karşı direncini yükseltir. Bu dönemi başarı ile aşarsa beden normale döner, kişi başarısız olursa beden kuvvetten düşer. 3) Tükenme Dönemi: Stres verici olay çok ciddi ise uzun süre organizma tükenir, artık organizmada geri dönüşü olmayan izler bırakır. Bu süreçle ilgili bir psikiyatrist araştırma yapmıştır. Bu psikiyatrist öğrenciyken birkaç beyaz fareyi bir kafes içinde buzdolabına koymuş ve orada bırakmıştır. İlk 24 saati gösterdiğinde kaçınılmaz ölüm korkusuyla, tüyleri bakımsız ve karmakarışık şekilde kafesin içine koymuşlardır. Ertesi günden itibaren fareler ağır ağır hareket etmeye başlamışlardır. Çok geçmeden psikiyatristin hayatında gördüğü muhteşem fareler haline gelmişlerdir. Tüyleri yumuşak, tertemiz ev düzgünmüş. Birbirleriyle oynaşıyor, sürekli hareket ediyor ve durmadan yemek yiyorlarmış. Dondurucu ortama tümüyle uyum sağlamışlardır. Ama bir sabah kafesi buzdolabından çıkmak üzereyken, bu son derece dinç ve sağlıklı fareleri ölü buluruz. Yani fareler başlangıçta alarm tepkisi göstererek ne mücadele ettiler ne de kaçabildiler. Bunun yerine fareler hareketsiz kalarak, beden ısılarını koruyup stresle başa çıkmaya çalıştılar. Acil durumlarda bedenlerinin ürettiği yüksek düzeydeki adrenalin ve kortizol onların yeniden canlanmalarında ve gelişmelerinde yardımcı oldu. Ancak durmaksızın süren soğuk yüzünden daha fazla dayanamayarak titreyip öldüler. Stresin Psikolojik Yönü Psikologlara göre stres, onu zihninde taşıyan kişiye aittir. Stres olgusu ele alınırken (incelenirken), stres verici durumların yanında bireyin psikolojik özelliklerinin de dikkate alınması gerekir. Aslında stres kişinin ortamda ne olduğuna bağlı olarak verdiği tepki değildir. Stres kişinin olaya verdiği tepkiye bağlı olarak ortaya çıkan bir unsurdur. Bunu en iyi şöyle açıklayabiliriz. Aynı olay farklı kişilerde hatta bazen aynı olay aynı insanda bile farklı zamanlarda farklı tepkiler doğurabiliyor. İnsanoğlu belli uyarana belli tepkiler verir diye genelleme yapamayız. Şöyle ki örneğin anneleri ölen dört çocuğu ele alalım. Bunlardan üçü evli diğeri annesiyle yaşıyor olsun. Bu ölüm olayı evlatlar için önemli stres verici bir unsurdur, fakat her dört çocuğu da aynı düzeyde etkilemez. Annenin bu ölüm olayı evli olan üç çocuğu daha az etkilerken annesiyle yaşayan çocuğu daha çok etkileyebilir. Bir olayla becerilerimizi değerlendirişimiz ve onu algılayışımız, o olayı stres verici ya da vermeyici olarak tanımlamamıza neden olur. Yani en önemli olan değişken bireylerin kendilerine özgü farklılıklar gösteren psikolojik mekanizmalardır. Stresin Çeşitleri 1) Fiziksel çevreden kaynaklanan stres: Hava kirliliği, sıcaklı, toz, kalabalık, gürültü vb. 2) İş hayatı: Ağır iş, zaman baskısı altında kalmak vb. 3) Psikososyal öğelerden kaynaklanan sebepler: a) Günlük Stresler: Trafikte sıkışmak, evde işlerin aksaması, çocuk ağlaması vb. b) Gelişimsel Stresler: Çocuğun okula başlaması, orta yaş menapoz ve antropoz. c) Hayat krizlerin niteliğindeki krizler: Ciddi hastalıklar, doğum, aile bireylerinden birinin ölümü. Stres Karşısında Cinsiyet Faktörü Yapılan birçok araştırma gösteriyor ki kadın ve erkeklerin stres tepkilerinde ciddi farklar olduğu gözlenmektedir. 1978 yılında Londra’ da yayınlanan bir bültende erkek çocukların çeşitli stresler karşısında kız çocuklarından daha çok saldırganlık gösterdiklerini buna karşılık kız çocukların stres karşısında daha çok kaygı ve çökkünlük gösterdiği gözlenmiştir. Orta yaş döneminde ise geri çekilme ve bastırma gibi mekanizmalar devreye girdiği için stres karşısında cinsiyetlerin verdiği tepkiyi değerlendirerek güçleştirmektedir. Stresle Başa Çıkmada Gevşeme Teknikleri Gevşeme sözcüğü; dinlenme, rahatlama, istirahat etme anlamına gelmektedir. Stresle başa çıkmada bir çok teknik kullanılmaktadır. Bunlar uygulamalı gevşeme, aşamalı gevşeme, ipucu kontrollü gevşeme, farklılaşmış gevşeme ve hızlı gevşeme. Bu başa çıkma tekniklerinin amacı, mümkün olan en kısa zamanda, bireyin tüm bedenini gözden geçirerek bedenindeki gerginlikleri fark etme, kaslarını kontrol edebilmesine ve bedenindeki gerginliği azaltarak gevşemiş duruma gelmesine yardımcı olmaktır (Öst, 1986) . Gevşemede önemli olan stresin fiziksel etkilerin azaltmaya çalışmaktır. Gevşeme uygulamalarının amacı, gevşeme becerisini öğretmektir. Gevşeme uygulaması herhangi bir durumda ve çok çabucak yapılabilir. Bu beceri bir otomobili kullanmak, bisiklete binmek, yüzmeyi öğrenmek gibi herhangi bir beceriye benzetilebilir. Gevşemem becerisini öğrenmek için zaman ayırmak ve alıştırma yapmak gerekir. Kişi bir kere bu beceride ustalaşmışsa, gevşeme uygulamasını birçok yerde yapabilir. Bu uygulama yeri bireyin kendi evi veya danışmanın odası gibi stressiz, sakin bir yerde sınırlandırılamaz( Öst, 1986) . Halka açık yerlerde, parkta otururken veya yürürken de dikkat çekmeyecek şekilde, gevşeme uygulaması yapılabilir (Franklin, 1988) . Gevşemenin 2 Tekniğinden Bahsedecek Olursak 1) Derinlemesine Gevşeme: Kaslardaki gerginlik azalır ve sinir sistemi rahatlar. Çok sinirli ve gergin durumlarda yapılan gevşeme egzersizleri gerilimin tümünü yok etmez fakat gerilimi azaltabilir. Otojenik Eğitim: Bedende belli değişiklik yaratacak için hayal kurulur. Bunun için gözleri kapatılıp sessizce oturtulması gerek ve kendi kendinize kanıtlar vermelisiniz. Örneğin;Sol kolumun gitgide ağırlaştığını hissediyoruz. Aynı şeyi sol kolunuz ve iki bacağınız içinde yapıyoruz. Sonra kendinizde sıcaklık duygusunu geliştiriyoruz. Kolunuzdaki sıcaklığın arttığını hissediyorsunuz. Daha sonra kalp atış sisteminize bakıp kalp atışlarınızı sakinleştirmeye çalışıyorsunuz. Bunun için kalbim sakin ve düzenli atmaya başladı diyoruz. Aynı şekilde solunumumuzu da düzenliyoruz. Son olarak ise bütün gövdem ısınmaya başladı diyoruz. Bunları yaparken alnım gittikçe serinliyor diyorsunuz ve alnınızı serinletiyorsunuz ve kendi kendinize tekrarladığınız bu cümleler üzerine odaklaşarak derinlemesine gevşemeyi gerçekleştiriyoruz. Aşamalı Gevşeme: Gevşeme durumunu iyice anlayalım ve fark edelim ki gerginlik durumunu da anlayabilelim. Bunun için rahat bir yerde ve rahat bir pozisyonda oturarak ve uzanarak başlayın. Gözlerinizi kapatın ve vücudunuzdaki çeşitli kas gruplarına odaklaşın. Ellerinizdeki kasları gerin ve yumrularınızı sıkın. Sonra yumruklarınızı açın ve elinizin bütünüyle gevşemesine izin verin. Gerginlik ve gevşeme durumları arasındaki farkı görün. Bu yöntemi ise bedeninizdeki her kas grubu için izleyin. Meditasyon: Bir renk ya da sözcük üzerine odaklaşarak zihninizi oyalayan düşüncelerden uzaklaşmaktır. Amacı bedensel tepkileri bazı sinyaller aracılığıyla ya da uymamızı sağlamaktır. 2)Hızlı Gevşeme: Kısa gevşeme araları vererek strese karşı koymayı gerçekleştiririz. Zihninizde kendinizin rahat bir yerde olduğunu canlandırın, derin soluk alıp verin, kas alışkanlıklarınızı tanıyın ve stresli durumlarda kendinizde olup biten fiziksel belirtilerin farkına varın. Problem Çözme Teknikleri de Stresle Başa Çıkmada Yardımcı Olabilir • Problemi saptama • Seçenekleri gözden geçirme • Bir çözüm yolu seçme • Eyleme geçme • Sonuçları değerlendirme Stresle başa çıkmada bize yardımcı olabilecek insanlar, aile yakınları, yakın arkadaşlar, uzman kişiler (psikologlar vb) ‘ dir. Stresle başa çıkmada etkili iletişim (kişilerle sorunları tartışmak, sevdikleri cümleleri kullanmak vb) , ya da soru sorma teknikleri (açık uçlu sorular, yönlendirici sorular sormak vb) gibi. Bunların hepsi önemlidir çünkü hepsi kişide farklı tepkiler gösterilmesine sebebiyet verir. Öneriler Stresi ortadan rahatça ortadan kaldırabilmek için başlangıçta size stres yaratan nedenler arasından istediğinizi ve ayrıntılı olarak bir eylem hazırlayın. Bazı stres nedenlerinin değişmesi kısa zaman alırken bazıları uzun zaman alır. Uzun zamanımızı alan stres faktörü için örneğin işinizi değiştirmek istiyorsunuz önce o konuda eğitim almanız gerekir. Bu seçtiğiniz stres ile ilgili gelişme sağlandıktan sonra diğerine geçin. Hedefleriniz ise erişilebilir hedefler olsun. Stres yaratan sorunun kökeninde yatan nedenlerle ilgilenin. Bu yüzden daha iyi farkındalık yaratacaksınız. Kaynakça Ersever, O, G. , ‘’Stresin Ruh Hastalığıyla İlişkisini İçeren Çok Faktörlü Kavramsal Bir Model’’ H.Ü. Edebiyat Fakültesi Dergisi, 1985, 33-39. Franklin, J., ‘’İsometrik Relaxation, American Journal Of Psyciatry, Vol. 145 (5), 1988, 424- 426. Norfolk, D. ,’’ İş Hayatında Stres’’ . Form Yayınları. Çev: Leyla Serdaroğlu. İstanbul, 1989. Öst, Cars- Göran, ‘’ Applied Relaxion: Description Of a Coping Techique And Re- view of Controlled Studies, ‘’Behaviour Research and Theraphy, Vol.25 (5) , (1987), 397-409. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Kararsızlık Nedir? - 02/01/2012 |
Kararsızlık Nedir? |
Telefon Bağımlılığı - 02/01/2012 |
Telefon Bağımlılığı |
Bağımlılık Nedir? - 02/01/2012 |
Bağımlılık Nedir? |
İnsomnia - 02/01/2012 |
İnsomnia |
Ödev Konusunda Aileye Düşen Görevler(Hürriyet Gazetesi) - 18/10/2011 |
Ödev Konusunda Aileye Düşen Görevler(Hürriyet Gazetesi) |
PARANOYA - 27/09/2011 |
PARANOYA |
İlk Gece Korkusu - 27/09/2011 |
İlk Gece Korkusu |
Ölüm Olayı ve Çocuklar - 27/09/2011 |
Ölüm Olayı ve Çocuklar |
Uçuş Fobisi - 27/09/2011 |
Uçuş Fobisi |
Devamı |