Ass.Prof.Dr. Muhsin Yılmazçoban (544)-724 36 50
danisman724@hotmail.com
Ass.Prof. Dr. Muhsin Yılmazçoban 05553761011 danisman724@hotmail.com
18/02/2012
Kadına düz mantıkla ve sığ eşitlikçilikle bakanlar erkeğin aileyi geçindirememesi sebebiyle İslam’ın kadına boşanma hakkı bile vermeye kadar “kadın haklarını” koruduğu konusu üzerinde epeyce kafa yormaları gerekiyor. Ancak bırakın köklü gelenekten nasibini alamamış dünyevi kafaları, iman edip amel işleyen içimizdeki bazı sonradan feministlerden de fazla ümitli değilim. Erkeğin kadına bakması, himaye etmesi ve kol kanat germesi onun en önemli ilahi görevlerindendir. Yani kadına karşı yaptığı tasarrufları bakımından erkek hiç de boş bırakılmış değildir, nefsi ve keyfi davranmasına da müsaade yoktur. Bu durum İslam’da kadına ve kadın haklarına ne kadar büyük kıymet verildiğinin en önemli nişanesidir. Ev kadını erkeğin piyasa rezaletine özenmesin Erkeğin bu görevlendirmeyle her gün iş hayatının ve kapitalist piyasanın kahrını çekmesi hiçte özenilecek bir şey değildir. Gün be gün şike, rüşvet, iltimas ve kayırmaların sıradanlaştığı, cahiliye adetlerinin kol gezdiği toplumda erkeklerin bunlardan çok büyük haz aldığını mı sanıyorsunuz? Koca çalışmasıyla kendini adeta ateşe atarak karısını günahlardan koruyan (paratoner) koruyucu aygıt görevi yapar. Saliha kadınsa çılgınlaştırılmış ve tutkuların malzemesi olmuş diğer şuh kadınlardan kocasını korumasıyla aynı işlevi yerine getirir. Tabi ki bunun için kadın dışarıya çıkarken değil evinde ve erkeğinin yanında süslenmeli, bakımlı olmalı ve pespaye şekilde eşofmanla dolaşmamalıdır. Kısacası kadının asıl görev yeri evidir. Mesaisinin başlıca amacı kocasına ve çocuklarına hizmet etmektir. Kadına bu zorlu görevleri için sosyal devlet ilkesi gereğince maaş verilse yeridir. Dikkat edin! Biri ev diğeri iş merkezli olarak aynı işlevi yerine getiriyorlar. Aynı amaç etrafında birleşerek, aralarında yardımlaşıyor, birbirlerinin güler yüzü oluyorlar. Batı ve feminist etki altındaki kafalar bunu anlayamazlar. Çünkü batı zihniyeti maddeci, güçten ve paradan yana ve rekabetçidir. Kapitalist tüketim ekonomisi, kadını erkeğine çocuğu her ikisine karşı acımasızca kışkırtır. Onun için kadının derisi, kılı, tüyü, kanı ve canı piyasa malı yapılmalı ve son katresine kadar kullanılmalıdır. Kadın cinsiyeti nedeniyle bir değer ifade etmez Bizde kadın sadece kadınlığı nedeniyle bir değer ifade etmez. Yani batının cinsiyetçilik ve ayrımcılığıyla bakmayız. Kadın ne kadar anneyse o kadar değerlidir. Ne kadar evladı terbiye edip topluma kazandırmışsa o kadar baş tacıdır. Kız olsun erkek olsun, çocuğun anne sevgisi ve vefası babasına duyduğundan daha üstündür. Bu durumu hiçbir baba kıskanmaz ve kadınına haset duymaz. Çünkü bilir ki, annesi 9 ay karnında ve 20 yıldır da sırtında taşımıştır. Ev kadınının çalışmadığı ve tüketici embesil olduğu hilafı hakikat ve büyük iftiradır. Ücret karşılığı çalışan kadın kadar ev kadını da çalışmaktadır. Ona ücreti parayla değil, sevgiyle ve vefayla ödenmektedir. Çalışan kadın kavram ve statüsü yaygınlaştıkça aslında, gerçekten çalışan kadın da azalmaktadır. Anadolu kadını eskiden beri tarlada, evde, bahçede ve kocasının işinde her zaman çalışmış ve asli görevi olmadığı halde kocasına yardım etmiştir. Halen ev kadınının büyük kısmı çalışmakta fakat bu durum istatistiklere yansımamaktadır. Çalışmaya alışkın kadını kapitalistler eve hapsetmiştir Köyden şehre göç ve sanayileşmeyle birlikte çalışmaya alışkın kadın eve hapsedilmiştir. Aykırı sistem yerleştikçe Anadolu kadını eve kapanmak zorunda kalmıştır. Eskiden var olan çalışma mekanizmaları yok edilmiştir. Bu durum sanıldığının aksine köklü geleneğin ve güya ataerkilliğin! eksikliği değil, şimdiki ekonomik yapının diğer düzenleri reddeden, esneklik barındırmayan tek tip ve renksiz sisteminin sonucudur. Geleneğin kadını sadece ev işleri ve çocuk yetiştirmekle uğraşsa bile topluma daha kaliteli ve nitelikli hizmet sunabilmektedir. Bir ev kadınını akraba, konu komşu ve kendi çocuklarına bakmasıyla sınırlasanız da, onun hayatı boyunca 5- 10 çocuğa sürekli emek verdiğine ve yetiştirdiğine tanık olursunuz. Buysa istatistiklere girmemiş çok önemli ve değerli bir topluma katkı payıdır. Anaokulu ve ilköğretim okullarındaki her bir sınıfın otuz- kırk öğrenciye tek öğretmenle kalitesiz hizmet verdiğini düşünürseniz, durum anlaşılacaktır. Bazı özel okullar on kişilik sınıflardaki eğitim karşılığı, yığınlarca ücret isterler. Bir ev kadınının hayatı boyunca yetiştirdiği çocuklara yaptığı nitelikli katkıyı neyle ödeyebilirsiniz? Ölçü biriminiz paraysa bunun karşılığını tam olarak veremeyeceğinizi peşinen söyleyebilirim. Bakmayın siz ona buna ve modern tuzaklara. Kendi yolumuzda içiniz rahat ve dosdoğru yürüyebilirsiniz. Din ve köklü geleneğimizde eksiklik yoktur. Kadınlarımız bakımından sadece yapmamız gereken sağlıklı, tutarlı ve içeriği bizden olmak şartıyla eğitim vermek ve zamanın dilini kavrayacak bilince ulaşmalarını sağlamaktır. Kadınımızın kafasını karıştırdılar. O evinde yeniden mutlu olacaktır. Kadının geleneğimizdeki kıymetli konumu ve statüsünü yeniden anlaması için, erkeklere görev düşüyor. Bütün çalışan erkekleri eyleme çağırıyorum, var mısınız? Çok değil bir ay boyunca işlerinizi bırakın ve eve yerleşin. Böylece fazla söze gerek kalmadan durum anlaşılacaktır… Eylem sonrası ne tür gelişmeler olabilir? Onu da siz yorumlayın artık.. Selam, sevgi ve muhabbetle… Sorun, soru ve katkılarınız için aşağıdaki iletişim adreslerinden ulaşabilirsiniz ÖNEMLİ NOT: Yıllardır İslam, gelenek ve modernizm analizinden çokça faydalandığımız, Ali Bulaç’ın konuyla ilgili yazısından söz etmeden geçemeyeceğim. Sevgili Elönü yazısında üç maddeden sadece birini vererek üzerine yorum yapmıştı. Konuyu bu şekilde vermek bizi eksik bir yargıya ulaştıracaktır. Onun için yazının tutarlılığının anlaşılması amacıyla ben de diğer iki maddeyi belirteceğim. Alıntılanan yazısında Bulaç, kadına bakışını tek maddede değil, üç maddede özetliyor. Öncelikle Ali Bulaç ağabeyin bu yazısında yaptığı kadın analizine katıldığımı belirtmeliyim. Aynen aktarıyorum (Paragraflar 1. Ve 3. maddelerdir): Benim demeye çalıştığım şudur:
Bulaç sabırlı çabaları, idealistliği ve eserleriyle bizim kuşağımızın yetişmesinde büyük katkıları olan nadir şahsiyetlerdendir. Onun birçok kitabından “Çağdaş Kavramlar ve Düzenler” adlı eseriyle batı, gelenek ve kavramlar o zamana dek, farklı ve özgün bir bakışla ilk defa anlaşılabilmiştir. Bunu, okumuş yazmış çok insan bilir. Yrd Doç Dr. A. Muhsin Yılmazçoban |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Kadınlara evlilik maaşı verilmeli - 18/02/2012 |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Kadınlara evlilik maaşı verilmeli Hükümet organları acilen, ev kadınının meslek olarak kabulü ve maaş bağlanması konusunda bilim adamlarından oluşan uzman bir ekip kurmalı ve ciddi araştırmalar yapmalı, |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Evliliği önleyici boşanma korkusu - 18/02/2012 |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Evliliği önleyici boşanma korkusu Gençlerin evliliklerinde boşanmak istememek gibi iyi niyetli tutumları, sonrasında kendi aleyhlerine karabasan olmakta ve nasıl evlenemeyecek hale getirilmektedir? |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Bakanlıktan evlilik müjdesi, ancak... - 18/02/2012 |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Bakanlıktan evlilik müjdesi, ancak... Bahsedilen konular yararlıdır ve içerikte olmalıdır. 5 ana başlık ve 23 ayrı modüle kadar geniş içerik ise hedefleneni zorlaştırır ve kafaları daha çok karıştırır. |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Kadının aldatması ne demek? - 18/02/2012 |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Kadının aldatması ne demek? "Erkeğin aldatma girişimi cinsellikle sınırlı iken kadının aldatması duygusal kökenlidir." |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Erkeğin aldatması, kadının boşama riski - 18/02/2012 |
Erkeğin aldatması, kadının boşama riski Aşk, evlilik ve sadakatsizliğin ne kadar acı ya da ne kadar tatlı algılandığının derecesi, kadın ve erkek olmanın aynı zamanda arada uçurumlara dönüşebilen, farklılıklarına bağlıdır. |
Yard.Doç.Dr. Muhsin Yılmazçoban muhsinyilmazcoban@gmail.com - 18/02/2012 |
Yard.Doç.Dr. Muhsin Yılmazçoban muhsinyilmazcoban@gmail.com GÖRÜCÜ USULÜ MÜ, FLÖRT MÜ? |
Ass.Prof.Dr. Muhsin Yılmazçoban muhsinyilmazcoban@gmail.com Türk Usulü Flört, Liselilerde Flört, Ün - 18/02/2012 |
Ass.Prof.Dr. Muhsin Yılmazçoban muhsinyilmazcoban@gmail.com Türk Usulü Flört, Liselilerde Flört, Üniversitelilerde Flört |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Evlilik Programları boşanmaya neden oluyor - 18/02/2012 |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Evlilik Programları boşanmaya neden oluyor Söz konusu programlar hem geleneksel yapıyla uyum sağlamalı hem de modern TV tekniğine uygun şekilde aktarılmalıdır. |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Kadınlar koca eline bakmasınlar - 18/02/2012 |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Kadınlar koca eline bakmasınlar Yeniden sağlıklı aileye ulaşmaksa, geleneğe ve değerlerimize ait eksiklik ve acizlik değil aksine muhatabı olduğumuz ve içinde yaşadığımız modern ve kapitalist düzenin açmazıdır. |
Devamı |