Ass.Prof.Dr. Muhsin Yılmazçoban (544)-724 36 50
danisman724@hotmail.com
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Evlilik Programları boşanmaya neden oluyor
18/02/2012 Yaklaşık beş yıldır, yeni bir TV programı furyası belirdi. Bu çoğu kanallarda görülen, TV’de evlilik programları. Bu uygulamayı Beyaz Kalpler kitabında analiz ederek tanımlamıştık. Bu programlara bir isim vererek, evlenme ve evlendirme metodunun bilimsel tekniğini belirlemiştik. Bütün toplumsal alanda olduğu gibi, özellikle evlilik ve aile ile ilgili zamanın şartlarında ortaya çıkan her olayı ve olguyu vakit geçirmeden tanımlamak ve onun toplumsal yapıdaki karşılığını açıklayarak, yeni gelişen durumlara anında tedbirler almak gerekiyor. Bu bütün bilim adamı ve uzmanlara ait ortak bir sorumluluktur ve bunun ihmali en başta biz bilim adamlarını vebale sokar. Kendi adımıza sorumluluk kuşanarak, kitabımızda TV evlilik programlarının toplumdaki yeni karşılığını tahlil etmiştik. Bugün hem kitaptaki analizden bahsedeceğiz hem de yeni tespitimizi paylaşacağız; “TV’deki evlilik programları, bırakın sağlıklı evlilik üretmelerini, aksine boşanmalara neden olmaktadır” Önce tanımlayalım: “Evlenmek isteyen adayların, ekrandan gördükleri kadın ve erkeğin fiziksel cazibesi, güzelliği, sosyo-ekonomik özellikleri, kişisel tercih ve beklentilere bakılarak gelin ya da damat adaylarının belirlenmesi” tekniğidir. Flörtten daha çok görücü usulüne yakın ancak çok karmaşık ve garip bir TV programı tekniği ve taktiğine dayanmaktadır. Yeni moda olan ve TV tekniğinin ortaya çıkardığı, “evlilik adayı bulma tekniği” ne flörte ne de görücü usulüne benzer. Adı üstünde görücü usulü gibi toplumda uygulanan köklü bir usul ve metot değil bir tekniktir. Toplumda zayıflayan “arabulucu mekanizma” sonucu; “bireyselleşme”, yalnızlaşma, kapitalist tüketim kültürü alışkanlığı ve modernleşme çabaları etkisiyle ortaya çıkan geçici ve arızi bir tekniktir. Toplumun evlilik alanında var olan problemlerini tedavi edebilecek kısmi ve küçük faydasından daha çok, ileride kalıcı ailevi ve toplumsal sorunlara kaynaklık edecektir. Zaten bir TV tekniği olduğu için de birkaç sene sonra kendiliğinden yayından kalkacak ve yerine geçici başka bir şablon (format), ihdas edilecektir. Bu tür programların tek faydası, kadın erkeğin birbiriyle konuşma kültürüne yaptığı sınırlı katkıdır. O’da programın seviyesine göre değişen durumdadır. TV tekniği ve yapısı etkisi altında kalarak bizi kurgulayan “kurgu dünya”nın tam ortasında yer alan bir araçtır. TV baştan sona doğal olanın kendiliğindenliğin değil her bakımdan kurgulamaların mekânıdır. Toplumda ve hayatta olanlar çarpıcı şekilde dikkat çekebilecek biçimiyle olayın çoğu kere özünden koparılarak verilir. Orada arzı endam eden aktörler, genellikle kurgunun parçası, verilen rolün icabı, genel dekorun içindeki figüranları durumundadırlar. Ne kadar iyi niyet gösterilirse gösterilsin; ne kadar ulvi amaçlar gözetilirse gözetilsin; ne kadar çabalanırsa çabalansın bu genel kurgunun içinde kalmak kaçınılmazdır. Evlilik gibi çok önemli ve toplumda yüksek yeri bulunan kurum da genel yapıdan ve kurgu düzeninden etkilenecektir. Programın yapımcı ve sunucuları, iyi niyetlerine rağmen, programın daha çok seyirci çekmesi amacıyla çeşitli TV teknikleri ve yönlendirmeleri kullanacaklardır. Programa gerçekten samimi evlilik niyetiyle gelenler zamanla kurgu düzeninin figüranları haline gelmekten kurtulamayacaktır. Daha önce yazmıştık: “Program farklı bir şov haline gelecek, yapımcı ve sunucuların şovuna evlilik adayları da kendi şovlarıyla ortaklık edecektir. Programların yapılmaya başlanması uzun sürelere dayanmamasına karşılık, bir programa devam edenler diğer programa geçmiş olarak başka bir TV ekranında görülebilmektedir. Eş arayanlar sık sık ekranlarda görülen tanıdık simalar haline gelmiştir. Evlenmek istedikleri herkes tarafından açıkça bilinen kişiler, nedense bir türlü evlenemiyor durumdadırlar. Belki kendileri de bundan rahatsızdırlar ancak kurgu içinde bir aktör olmaktan öteye geçememişlerdir. Bu arada sağlıksız nice aileler kurularak, TV’de evlenenlere, büyük zararlar verecek ve büyük hayal kırıklıklarına malolacaktır. Beni en çok hayrete düşüren ise, yayında olan TV programlarına; neden RTÜK’ün müdahale etmediği ve sağlıklı bir düzene sokmadığıdır. Toplumsal alışkanlık olarak, bazı yeni uygulamalara hazırlıksız yakalanıyor bu yüzden konuyu anlamıyor böylece de toplumsal yapımız bakımından gerekenler yapılmıyor ve aileleri korumak için çok önemli önlemleri de alamıyor olabiliriz. Fakat işin buraya kadar gelmesi, çok vahim sonuçlar çıkartıyor. O halde üzerlerinde sorumluluk bulunan bütün özel ve resmi kişi ve kurumlar gerekenleri bir an önce yapmalıdırlar. TV dizileri gibi evlilik programları’da aile yapılarına ileride telafisi imkânsız ve çok büyük zararlar vermektedir. O kadar ki ekranın diğer tarafındakiler için yani programların takipçileri olan büyük seyirci kitlesine her gün daha büyük zararlar vermekte, orada sunulanlara özenerek, boşanmayı düşünecek hale gelmektedirler. Özendirici kurgu nedeniyle, programdaki evlilik adaylarına en azından maaşlı ve sigortalıdan başlayarak, tapuları olan zengin ve varlıklı büyük ekonomik güce sahip insanların aynı zamanda güzel, yakışıklı, genç, kibar, düşünceli, romantik erkek ve kadınlar sunan taraflarını öne çıkartarak özendirici etki yapıyor. Yani evlilik programları, halen evli olup da bazı sorunlar yaşayanların (ki her ailede sorunların olması kaçınılmazdır) daha kolay boşanmalarını sağlayan bir etkide bulunuyor. Cep telefonundan yeni çıkan her teknolojik aletin hemen ve çarçabuk benimsendiği bir ülke olan Türkiye’de, sanal kurgulamalar çok çabuk gerçek sosyal hayata hükmedebiliyor. Uzun yıllar Deniz Feneri programıyla büyük ecirler ile yoksul, düşkün, çaresiz ve mazlumların dualarını kazanan Uğur Aslan, yaptığı evlilik programıyla ailelere aslında ne büyük zararlar verilmesine neden olduklarını bilse, evlilik programı yapmaya devam edebilir miydi acaba? Yoksa en azından programı daha bilimsel ve sağlıklı hale getirecek tedbirlere mi kafa yorardı? Şu kadarını söyleyelim; “TV’deki evlilik programları, bilimsel destekle çok daha sağlıklı yapıya kavuşturulabilir. Ancak bunun için yapılacak yatırım, program bütçelerine önemli bir mali kaynak getirecektir” Yapımcılar bu milletin hayrına ek maliyetten kaçınmamalıdır, orası ayrı bir durum fakat televizyoncular kısa yoldan ve zahmetsiz kazanmak varken maalesef, böyle zahmeti artıran projelerle ilgilenmezler. Söz konusu programlar hem geleneksel yapıyla uyum sağlamalı hem de modern TV tekniğine uygun şekilde aktarılmalıdır. Bu ise gelenek ile moderni ayırt edebilen anlayışta, aydın, ufuk sahibi uzman bir ekip çalışması ile yapılabilir. Yoksa bu tip program projeleri, TV’nin ve kitle iletişim araçlarının kendine özgü sistematiğinde kaybolacak ve toplumsal yapıyla ters düşecektir. Yapılması gereken evlilik ve evlendirme alanındaki geleneksel normlar ile TV programcılığı arasında doğal bir ilişki ve denge kurmak olmalıdır. Bu tür programlarda en büyük eksiklerden biri de, konunun uzmanlarından bilimsel desteğin sağlanmamasıdır. TV kanalları tarafından, böyle bir yol takip edilecek olursa, bir zamanların efsane programı “Deniz Feneri” gibi, çok büyük toplumsal hareketlere neden olabilecek ve hâlihazırdaki programlardan çok daha büyük izlenme oranlarına ulaşılabilecektir. Kısacası hem ailelere iyilik yapacak hem de büyük paralar kazanabileceksiniz. Toplumsal yapıya ve değerlerine aykırı programlarla belki bir süre daha gündemde kalabilirsiniz fakat sürekli şekilde kalıcı olamazsınız. Hatırlayın Deniz Feneri programı, topluma uygun olanı yaparak ve güzel örnekler vererek, toplumu harekete geçirmişti. Yani topluma ait olanı geliştirerek yine topluma verebilmişti. Böylece sadece program olarak kalmamış, bütün ülkeye hizmet götürebilmişti. Ne dersiniz, bundan daha güzel çifte kazanç durumu olabilir mi? Selam, sevgi ve muhabbetle… Yrd Doç Dr. A. Muhsin Yılmazçoban |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Yard.Doç.Dr. Muhsin Yılmazçoban muhsinyilmazcoban@gmail.com GÖRÜCÜ USULÜ MÜ, FLÖRT MÜ? - 18/02/2012 |
Yard.Doç.Dr. Muhsin Yılmazçoban muhsinyilmazcoban@gmail.com GÖRÜCÜ USULÜ MÜ, FLÖRT MÜ? |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Evliliği önleyici boşanma korkusu - 18/02/2012 |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Evliliği önleyici boşanma korkusu Gençlerin evliliklerinde boşanmak istememek gibi iyi niyetli tutumları, sonrasında kendi aleyhlerine karabasan olmakta ve nasıl evlenemeyecek hale getirilmektedir? |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Bakanlıktan evlilik müjdesi, ancak... - 18/02/2012 |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Bakanlıktan evlilik müjdesi, ancak... Bahsedilen konular yararlıdır ve içerikte olmalıdır. 5 ana başlık ve 23 ayrı modüle kadar geniş içerik ise hedefleneni zorlaştırır ve kafaları daha çok karıştırır. |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Kadının aldatması ne demek? - 18/02/2012 |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Kadının aldatması ne demek? "Erkeğin aldatma girişimi cinsellikle sınırlı iken kadının aldatması duygusal kökenlidir." |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Erkeğin aldatması, kadının boşama riski - 18/02/2012 |
Erkeğin aldatması, kadının boşama riski Aşk, evlilik ve sadakatsizliğin ne kadar acı ya da ne kadar tatlı algılandığının derecesi, kadın ve erkek olmanın aynı zamanda arada uçurumlara dönüşebilen, farklılıklarına bağlıdır. |
Yard.Doç.Dr. Muhsin Yılmazçoban muhsinyilmazcoban@gmail.com - 18/02/2012 |
Yard.Doç.Dr. Muhsin Yılmazçoban muhsinyilmazcoban@gmail.com GÖRÜCÜ USULÜ MÜ, FLÖRT MÜ? |
Ass.Prof.Dr. Muhsin Yılmazçoban muhsinyilmazcoban@gmail.com Türk Usulü Flört, Liselilerde Flört, Ün - 18/02/2012 |
Ass.Prof.Dr. Muhsin Yılmazçoban muhsinyilmazcoban@gmail.com Türk Usulü Flört, Liselilerde Flört, Üniversitelilerde Flört |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Kadınlar koca eline bakmasınlar - 18/02/2012 |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Kadınlar koca eline bakmasınlar Yeniden sağlıklı aileye ulaşmaksa, geleneğe ve değerlerimize ait eksiklik ve acizlik değil aksine muhatabı olduğumuz ve içinde yaşadığımız modern ve kapitalist düzenin açmazıdır. |
Evlilik maaşı ekonomiyi canlandırır - 18/02/2012 |
A.Muhsin Yılmazçoban Beyaz Kalpler Evlilik maaşı ekonomiyi canlandırır Halen çalışan fakat işinden memnun olmayan kadınlar kısa süre içerisinde ev kadınlığı hakkından yararlanmak isteyerek işlerinden ayrılacaklardır. |
Devamı |